BİNGÖL |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİNGÖL MERKEZ ULUCAMİİ
Bingöl'ün bilinen en eski ismi Cebel-cur dur. Cebel dağ, Cur akan anlamındadır. Bu kelimenin zamanla Çabakçur şeklinde telaffuz edildiği ihtimali kuvvetlidir. Zaten Çabakçur akan temiz su anlamına gelir. Evliya Çelebiyi göre bu isim Büyük İskender tarafından verilmiştir. Rivayete göre Büyük İskender vücudundaki dayanılmaz ağrılar için nice hekimlere baş vurduğu halde şifa bulamaz. Bunun üzerine Ab-Ul Hayat (ölümsüz hayat) suyunu aramaya başlar. Uzun aramalardan sonra kaynağı kendisi olmasa da o sudan içip dayanılmaz ağrılardan kurtulur. Faydasını gördüğü bu suya "Makdis lisanı" üzerine cennet suyu anlamına gelen Çabakçur adını verir. Doktorlarına, sizlerin çare bulmadığınız ağrılarıma Allah cennet ırmaklarından deva verdi. Burada benim adıma bir kale yapın ve adını Çabakçur koyun demiştir. Daha sonra çeşitli kaynaklarda Mingöl olarak karşımıza çıkar. Mingöl göller bölgesi anlamındadır. Mingöl kelimesi de zamanla halk tarafından Bingöl şeklinde telaffuz edilmiş bin tane göl anlamındadır. Daha sonra Bingöl'e Çevlik denmiştir. Bağ bahçe anlamındadır. Bu ad günümüzde yöre halkı tarafından halen kullanılmaktadır. Bingölün Yüzen adasını turistik açıdan görülmeye değer bir yerdir. Ayrıca Karlıova da Güneşin
Doğuşunu da unutmamak gerekir.
BİNGÖL KARLOVA
Karlıova daha önceleri Muş iline bağlı ve Bingöl adını taşıyan bir ilçe merkezi idi. 1936 yılında il haline getirilen Bingöl'e bağlanmıştır. 1938 yılında yürürlüğe giren bir kararname ile ilçenin adı Karlıova olarak değiştirilmiştir.
İlçenin yüzölçümü 1349 km² dir. Bunun il yüzölçümüne oranı yüzde 16.60 dır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1940 metredir. İl merkezinden uzaklığı 70 km dir. Bir doğa harikası olan "Güneşin Doğuşu" bu ilçe sınırları içinde izlenebilmektedir.
İlçenin 1 belediyesi, 47 köyü mevcuttur. Mahalle muhtarlığı sayısı ise 3'tür. Köyaltı yerleşim birimi sayısı (mezra) 26'dır.1997 Genel Nüfus Tespitine göre, İlçenin nüfusu 29 868'dir. Nüfusun yüzde 32.23'ü ilçe merkezinde, geriye kalan yüzde 67.77'si kırsal kesimde yaşamaktadır. İlçede kişi başına 22 kişi düşmektedir. Ağırlıklı olarak kürt ve zazalaryaşar.İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 32421'dir. Bunun 8761'si ilçe merkezinde, 23660'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

BİNGÖL ADAKLI
Adaklı, 1987 yılında, Bingöl iline bağlı bir ilçe olarak kurulmuştur. Bu tarihten önce Kiğı ilçesine bağlı bir nahiye idi.
Uzun süre Kiğı ilçesiyle birlikte Erzurum'a bağlı bir köy statüsünü sürdüren Adaklı, 1926 yılında Erzincan'a, 1936 yılında nahiye olarak Bingöl iline bağlanmıştır.
İlçenin köyleri ile birlikte yüzölçümü 879 km²'dir. Bu da, il yüzölçümünün yüzde 10.82'sine tekabül etmektedir. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir. İl merkezinden uzaklığı 66 kilometredir.
İlçede ilçe belediyesi dışında belediye bulunmamaktadır. Belediye sınırları içindeki mahalle sayısı 5'tir. İlçenin 35 köyü ve bu köylere bağlı 75 mezrası bulunmaktadır.
1997 yılında Genel Nüfus Tespitine göre ilçe merkezinin nüfusu 4.604, köylerin nüfusu ise 6.825'tir. Km² başına 13 kişi düşmektedir.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 10856'dir. Bunun 3370'si ilçe merkezinde, 10856'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; ? belde, ? köy ve ? mahalleden oluşmaktadır

BİNGÖL GENÇ
Genç ilçesi, Bingöl il olmadan önce komşu vilayet Sancak ve eyaletlere bağlı kalmış eski bir ilçe merkezidir. Osmanlı Devleti'nde 1878 yılında yapılan idari teşkilatlanma sonucunda kurulan Bitlis vilayetine bağlanan Genç ilçesi, 1924-1927 yılları arasında Genç Vilayeti haline getirilmiştir. 1927 yılında ilçe haline getirilerek Elazığ iline bağlanmıştır. 1936 yılında Bingöl vilayeti kurulunca Genç ilçesi bu vilayete bağlanmıştır.
İlçenin yüzölçümü 1646 km²'dir. Bunun il yüzölçümüne oranı yüzde 20.26'dır. İl merkezine en yakın ilçe olup, 20 km uzaklıktadır. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1125 metredir
İlçe sınırları içinde ilçe belediyesi ile birlikte 2 kasaba belediyesi bulunmaktadır. Toplam mahalle muhtarlığı 13'tür. Bunlardan 5 tanesi ilçe belediyesi, 7 tanesi Servi belediyesi, 1 tanesi de Çaytepe belediyesi sınırları içindedir. İlçe sınırları içinde 62 köy ve bu köylere bağlı 243 mezra bulunmaktadır.
1997 Genel Nüfus Tespitinde ilçenin nüfusu 36 692 kişidir. İlçe merkezinin nüfusu 18 255, köylerin nüfusu ise 18 437'dir. İlçe genelinde km2 başına 22 kişi düşmektedir.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 45994'dir. Bunun 18345'si ilçe merkezinde, 27649'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.halkın tamamına yakını zazalardan oluşur

BİNGÖL KIĞI
Kiğı, Bingöl ilinin bir ilçesidir. Yüzölçümü 438 km²'dir. Bu alan il yüzölçümünün yüzde 5,39'udur. Deniz seviyesinden yüksekliği 1700 metredir. İl merkezinden uzaklığı 75 kilometredir. Bölge tamamen engebelidir ve büyük bir bölümü ormanlarla kaplıdır.
İlçe merkezi dışında belediye bulunmamaktadır. 4 mahalle muhtarlığı, 28 köyü ve 71 mezrası mevcuttur.
1997 Genel Nüfus Tespiti sonucuna göre, ilçenin nüfusu 6.797'dir. Kentsel nüfus oranı yüzde 74,31'dir. Kırsal nüfus oranı ise yüzde 25,69'dur. Km² başına 16 kişi düşmektedir.
Kiğı, millatan 20 yüzyıl önce Etilerin ve daha sonra Urartuların egemenliğinde kalmıştır. Bir süre İskitlerin taarruzuna uğrayan Kiğı, İskender ve Haleflerinin kurdukları devletlerin egemenliği altında kalmıştır. Milattan önce 2. yüzyılda Roma'ya bağlanmıştır. Romalılardan sonra Bizans'a bağlanan Kiğı, Arap-Bizans akımları sırasında sık sık Müslüman Arapların saldırısına uğramıştır. Bu saldırılar geçici olmuş ve Emevilerin zayıflamasıyla yine Bizans'a bağlanmıştır.
Türk akımları ile Kiğı bölgesi, akıncı ve göçebe Türklerle dolmaya başlamış ve 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Kiğı Anadolu Selçukluları'nın bazı beyliklerinin, Akkoyunlular'ın ve nihayet Osmanlı Türklerinin egemenliğinde kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kiğı, Erzurum eyaletine bağlı Sancak beyliği halinde idare edilmekte idi. 1281 yılından itibaren kaza olarak Erzurum'a bağlı kalmış ve bu bağlılığı 1926 yılına kadar devam etmiştir. 1926 yılında Erzincan'a ve 1936 Yılında da yeniden kurulan Bingöl iline bağlanmıştır. Ağırlıklı olarak kürt bektaşi-alevi halkı yaşar.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 6780'dir. Bunun 4684'si ilçe merkezinde, 2096'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
BİNGÖL KIĞI KALESİ

BİNGÖL SOLHAN
Solhan (eski ismiyle Boğlan), ilçenin 2 km. batısında yer alan Mezgeft adı ile anılan yerde, Anadolu Selçuklu Beylerinden “Beyoğlan” adında bir beyin yönetiminde kaldığı için bu ismi almıştır. Zamanla bu sözcük halk dilinde değişime uğramış, Boğlan olarak anılmaya başlanmış, 1932 yılında da Solhan adını almıştır.
Solhan ve yöresinin tarihi ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte, bu yöredeki yerleşimin Hititlere kadar uzandığı bilinmektedir. M.Ö. 2000 yıllarında Fırat Nehri kıyısında Vasukani şehrini kurup bütün Anadolu’ya yayılan Hurriler, M.Ö. 1360'ta Hititler'in Toros Dağları'nı aşıp kendilerini sıkıştırması ve yeni krallık devrinde Şuppililuma Mitani prensini kendisine damat edinip himayesi altına almasından ötürü; Harput, Bingöl ve Muş dolaylarında hakimiyetlerini kaybetmişlerdir. M.Ö. 1200 yıllarında Hitit Devleti'nin yıkılması ile Van bölgesinde yerleşen Urartular batıya doğru genişleyerek Bitlis, Muş ve Bingöl’ü alıp Murat Irmağı Vadisine kadar ilerlediler. M.Ö. 745 yıllarında Asurlular'ın hakimiyetine geçen bölge , M.Ö. 612 yılında Med, Babil ve Urartuların saldırısıyla Medlerin hakimiyetine geçmiştir. Daha sonra İskender'in Anadolu'yu ele geçirmesi ile, İskender İmparatorluğu sınırları içerisinde kalan yöre, Onun ölümünden sonra Seleukosların yönetimine girmiştir. Daha sonra da Romalıların eline geçmiştir.
Malazgirt Savaşı'ndan sonra, Selçuklular'ın egemenliğine geçmiş, Moğollar'ın Anadolu’ya saldırıları ile, 1243 yılında Köse Dağ Savaşı'nda Selçuklular'ın yenilmesi sonucu Moğollar bölgeye hakim olmuşlardır. Bu dönemde, Diyarbakır'ı kendilerine yurt edinen Akkoyunlular; 1394 yıllarında Bingöl, Erzurum, Erzincan'da da hakimiyet kurmuşlardır. 1473 yılında Otlukbeli Savaşı'nda Uzun Hasan'ın yenilmesi ile Solhan'ın da içinde bulunduğu bölge, Osmanlı Egemenliği'ne geçmiştir. Bundan sonra yörede İran Hakimiyeti görülse de Şah İsmail’in 1514 Çaldıran Savaşı'nda Osmanlılara yenilmesiyle Yavuz Sultan Selim tarafından Doğu Anadolu'da birlik tesisi görevini vezir Bıyıklı Mehmet Paşa ile Kürt beyi İdris-i Bitlisi ne vermiştir. Vilayet nizamnamesi gereğince teşkilatlanmada Solhan ve Muş yöresi 1864 yıllarında Erzurum eyaletine bağlanmıştır.
I. Dünya Savaşı yıllarında kısa bir süre Rus işgali altında kalan Solhan, 1929 yılında nahiye olarak Muş iline bağlanmış, 1936 tarihinde de ilçe konumuna getirilerek Bingöl İli'ne bağlanmıştır.
Vilayetlerin yeniden teşkilatlanması sırasında Solhan, 1864 yılında Erzurum eyaletine bağlanmıştır. I. Dünya Savaşı yıllarında kısa bir süre Rus işgaline uğramıştır. 1929 yılında nahiye olarak Muş iline ve 4 Ocak 1936 tarihinde de Bingöl iline bağlanmıştır.
İlçenin yüzölçümü 1114 km2 dir. Bunun il yüzölçümüne oranı % 13,71'dir. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1395 metredir. İl merkezine uzaklığı 60 km'dir. Bir doğa harikası olan Yüzen Ada, bu ilçenin sınırları içindedir.
İlçenin 2 belediyesi, 26 köyü mevcuttur. Köyaltı yerleşim birimi (mezra) sayısı 133'tür. Belediye sınırları içinde 7 mahalle muhtarlığı vardır. Bunların 4 tanesi ilçe belediyesi, 3 tanesi de Arakonak Belediye sınırları içindedir.
Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Bingöl'ün bir ilçesi olan Solhan, doğusunda Muş, batısında Bingöl, kuzeyinde Karlıova ve Varto, güneyinde de Diyarbakır ve Genç ilçesi ile çevrelenmiştir. İstanbul-İran transit yolu üzerinde olup, Bingöl İli'ne 60 km. uzaklıktadır.
İlçe, Doğu Anadolu Bölgesi'nin yüksek yayları üzerinde bulunmaktadır. İlçe topraklarının büyük bölümünü engebeli alanlar ve meralar oluşturmaktadır. Güneydoğu Toroslar'ın devamı niteliğindeki dağlar ilçenin güney sınırlarından geçmektedir. Bölgedeki dağların yüksekliği 2000 m.'yi geçer. İlçe topraklarının bir bölümü lav örtüsüyle kaplıdır. Bu engebeli arazi üzerinde bulunan dağların en önemlileri Şerafetin Dağları'dır. İlçenin kuzeyini tamamen kaplayan Şerafetin Dağları'nın en yüksek noktalarını; 2388 m. yükseklikteki Esentepe ve 2675 m. yükseklikteki Şahin tepe oluşturmaktadır. Bu dağlar arasında geniş meralar yer almaktadır.
İlçenin en önemli akarsuyu Murat Irmağı'dır. İlçe dışında ise Buğlan Çayı Baz Deresi, Masala Deresi önemli akarsularıdır. İlçenin önemli yaylaları ise; Şerafetin, Ağması Çevkani, kuçekan, Kandil ve Kabak Yaylalarıdır. Denizden yüksekliği 1395 m. olan ilçenin yüzölçümü 1.114 km2'dir.
İlçenin ekonomisi büyük ölçüde hayvancılığa dayalıdır. Az miktarda da buğday, elma, ceviz, arpa, soğan ve dut yetiştirilmektedir.
Ağırlıklı olarak Zazalar yaşar.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 33604'dir. Bunun 14325'si ilçe merkezinde, 19279'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. Halkın % 48.28'si şehirde %51.72’ü köylerde yaşamaktadır. İlçede km2 başına 32 kişi düşmektedir.

BİNGÖL YAYLADERE
Yayladere, M.Ö. 2100 yıllarında Komuklar'ın ve Hurrilerin, daha sonra Hititler'in, Urartular'ın, Persler'in, Romalılar'ın yönetimlerinde kalmıştır. 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Selçuklular'ın, 1080-1201 yılları arasında Saltuk oğullarının, 1473 tarihine kadar Uzun Hasan'ın hakimiyeti altında kalan ilçe toprakları, 1514 Çaldıran Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
Holhol olan eski adı 1959 yılında Yayladere olarak değiştirilmiştir. Adaklı ilçesi ile birlikte 1987 yılında aynı kanunla ilçe statüsüne kavuşturulmuştur. İlçenin yüzölçümü 419 km² dir. Bu da il yüzölçümünün %5.16'sıdır. İl merkezinden uzaklığı 110 km'dir. Deniz seviyesinden yüksekliği ise 1550 metredir.
İlçe merkezi dışında belediye bulunmamaktadır. İlçenin 20 köyü, 80 mezrası bulunmaktadır. Belediye sınırları içindeki mahalle muhtarlığı sayısı ise 6'dır. 1997 Genel Nüfus Tespitine göre, ilçenin toplam nüfusu 3 274'tür. Bu nüfusun yüzde 88.52'si ilçe merkezinde, yüzde 11.48'i de kırsal kesimde yaşamaktadır. Km² başına 8 kişi düşmektedir. Ağırlıklı olarak kürt bektaşi-alevi halkı yaşar.
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 4050'dir. Bunun 3136'si ilçe merkezinde, 914'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.

BİNGÖL YEDİSU
İlçe, 200 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. 1951 yılına kadar Çerme köyü olarak, 1951 yılından sonra Kiğı ilçesine bağlı Çerme Bucağı olarak idari taksimatta yerini aldığı görülmektedir. 1970 yılında YSE Müdürlüğünce Çerme merkezinde yapılan ve yedi musluk ihtiva eden çeşmeden dolayı Yedisu ismini almıştır. Yedisu ilçesi, 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yüyürlüğe giren 9 Mayıs 1990 tarih ve 3644 sayılı "130 İlçe Kurulması Hakkındaki Kanun"la kurulmuştur.
İlçenin yüzölçümü 426 km2'dir. İl yüzölçümüne oranı yüzde 5.24'tür. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 1500 metredir. İl merkezinden uzaklığı 124 km'dir. İlçe dağlık ve sarp bir arazi yapısına sahiptir. doğusunda Çavuşlu Dağı, güneyinde Şeytan Dağı (2.906 m.) batısında Bağır Dağı, kuzeyinde Koşan Dağları (3.078 m.) bulunmaktadır
İlçenin bir belediyesi, 14 köyü ve 64 mezrası mevcuttur. Belediye sınırları içinde kalan mahalle muhtarlığı sayısı ise 4't
İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 3623'dir. Bunun 1973'si ilçe merkezinde, 1650'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır.
GENEL OLARAK EKONOMİK DEĞERLENDİRME
Bingöl'ün ekonomisi hayvancılık, tarım ve ormancılığa dayanır. Bu sektörlerde çalışanlar faal nüfusun % 85'idir. Sanayi gelişmemiştir. İmalat ve inşaat sanayiinde çalışanlar % 3'tür.
Tarım: Bingöl; dağlık, vadileri dik ve sarp olduğundan, ovaları % 2,5 ve ekime müsait yerler ise % 3'tür.
Başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, darı, çavdar, baklagiller, fasulye, şekerpancarı, sebze, kavun ve karpuzdur. Genç ilçesinde, üzüm, bol miktarda elma ve armut yetişir. Böngöl'de modern tarım henüz yerleşmemiştir. Tarım aletleri ve traktör sayısı çok azdır. Sun'i gübreleme henüz yapılmamaktadır. Bingöl'ün cevizi meşhur olup, lezzetli ve büyüktür. Ceviz ağacı ise sandık, dolap ve oyma işlerinde kullanılır. Ceviz kerestesi kokulu ve dayanıklıdır.
Hayvancılık: Bingöl ekonomisinde en mühim geçim kaynağı hayvancılıktır. Köylerin % 78'i hayvancılıkla geçinir. Sığır, keçi ve koyun beslenir. Koyunlar mor ve ak karamandır. Et-Balık Kurumunun kombinesi 1983'te açılmıştır. Arıcılık ve tavuk besiciliği de yapılmaktadır. Canlı hayvan, deri, kıl, yün, yağ, peynir satışı ile mühim gelir elde edilir. Balı ve kaymağı çok meşhurdur.
Ormancılık: Bingöl orman bakımından zengindir. Yüzölçümünün % 15'i ormanlıktır. Ağaçlar meşe olup, baltalık orman şeklindedir. Koruluk ormanları azdır. 150 civarında köy orman içinde ve yakınındadır.
Madenler: Bingöl'ün dağlık bir bölge oluşu ve senenin üçte biri karla örtülü ve yol şebekesi müsait olmadığından yer altı zenginlikleri henüz tam tespit edilememiştir. Bazı bölgelerde, demir, fosfat, kaolin ve kömür yatakları bulunmuştur. Bunlardan yalnız kömür çıkarılmaktadır.
Sanayi: Bingöl'de sanayi gelişmemiştir. "Kalkınmada öncelikli iller" arasında yer alan Bingöl'de, sanayinin gelişmesi için teşvik tedbirleri alınmaktadır. Başlıca sanayi tesisleri yem fabrikası, süt fabrikası, et-balık kurumu kombinası, un, tuğla fabrikasıdır. Köylerde el dokuma tezgahları vardır. Kiği ilçesinde elle dokunan şallar meşhurdur. Kiği kilimleri siyah ve lacivert renkli, çizgili ve geometrik desenlidir. 1988 yılında, günlük 40 ton kapasiteli çeltik fabrikası faaliyete geçmiştir.
Ulaşım: Haydarpaşa-Tatvan demiryolu Bingöl'ün Genç ilçesinden de geçer. Malatya-Van ve Muş-Elazığ-Bingöl karayolu ile ülkenin her tarafına bağlanır.Kışın kar, Bingöl'ün ilçe ve köyleri ile irtibatını zaman zaman keser.
Demiryolu bilhassa kış mevsiminde daha ziyade tercih edilir. Bingöl'ün motorlu araç sayısı diğer illere göre azdır.
1.DÜNYA SAVAŞI
VE
AŞİRETLERİMİZ
Birinci Dünya Savaşında Ruslar Doğu Anadolu’da hızla ilerlemeye başladılar.Bingöl ve çevresini Rus ilerlemelerine karşı savunacak herhangi bir birliği yoktu.Çanakkale savaşından sonra buradaki birlikler Doğuya kaydırılmaya başlanmıştı.
15 Temmuz 1916 tarihinde Rus kuvvetleri Karir dağlarından Sığı ve Eşek(Şeref) meydanı hattına kadar olan sahada taarruz hazırlıklarına başlamışlardı.Karir’li Küçük Ağa’nın önderliğinde bölge halkı milis alayları kurarak düşmanın taarruzunu önlemeye çalışıyorlardı.
Kığı –Karir dağlarında, Sığı boğazında ve Eşek meydanında aşiret kuvvetlerinden milis alaylarıyla cepheler kuruldu.Karir dağlarında Küçük Ağa’nın oğlu Mehmet Efendi’nin emrinde Hormek Aşireti milis alayı, Karabaş bölgesinde üçüncü Cibran Aşireti alay kumandanı Şehit Halit Bey’in oğlu Baba Bey emrinde yarım alay, Sığı boğazında Gökdereli Şeyh Şerif emrinde Çapakçur ve Palo Zazaları ile Kığı’nın Şadili Aşireti, Solhan ve Genç Zazaları Eşek meydanı cephelerinde yerlerini almışlardı.60 ve 61. inci kolordular da Karir ve Sığı cephelerine gelmişlerdi.
Ruslar 5 Haziran 1916 günü Sığı boğazı ve Karir dağlarının Karir-baba, Eser baba, Koşluk, Zerdikan, Merhik, Bayındır-baba tepelerinden hücuma başladılar.Büyük kayıplar veren düşman kuvvetleri Göynük ovasıve Şerafettin, Çivreş dağlarına çekildiler.
15 Temmuz 1916 tarihinde Rus kuvvetleri Karir dağlarından Sığı ve Eşek meydanına kadar olan sahada taarruza başladılar.Karirli Küçük Ağa emrindeki milislerle bu dağlarda Ruslara karşı kahramanca savaştı.Eşek meydanında ise askeri birliklerimiz düşmanla boğaz boğaza savaştılar.Ruslar neye uğradıklarını şaşırarak Muş’un Ziyaret mevkiine çekildiler.
Genç cephesinde düşman top takviyeli süvari ve piyadeleri ile Huvit, Kameran ve Canot istikametinde ilerlemekteydiler.250 jandarma ve 450 milisten oluşan Genç müfrezesi Ruslara karşı kahramanca savaşarak düşmanı buralardan püskürtmüşler.
Kığı cephesinde Rus kuvvetleri Zeynel mezrası, Sığınak ve Hösnek civarındaki köyleri işgal etmişlerdi.Kahraman Sabri Efendi kendisine bağlı kuvvetleri ile Ruslara devamlı saldırılarda bulunmuş,Rus erzak deposunu ele geçirmiş ve bu erzakları cephede savaşan birliklerimize ulaştırmıştır.Kahraman Sabri Efendi’nin bu başarılarına karşılık II. Ordu Komutanı Birinci Ferik Ahmet Bey 17 Eylül 1916 günü şu mektubu göndermiştir.
Kığı Eşrafından Kahraman Efendi’ye
Buraya geldiğim zaman karşısındaki düşmanı en ziyade zedeleyerek mukaddes topraklarımızı çiğnemekten nem eden kahraman dilaverler arasında bilhassa sizin isminizi işittim.Muhafazai vatan uğruna bu fedakarlıklara pek ziyade memnun oldum.Allah sizden ve maiyetiniz efradındıyla Kığı havalisi dilaver evlatlarına selam ve teşekkür etmek tebliğine kendisini tevkil eylerim.Bin ve vatan ve milletimiz için hayır ve zafer temenni ve duasıyla, giriştiğiniz şu muharebeyi azimade muvaffakiyeti kat’iyeyi iktisap uğrunda tevali edeceğine itimadım olan mesai vatanpervenelerinizden dolayı şimdiden teşekküratımı ile esarını beklerim.17 Eylül 332
Kığı cephesinde düşmana ağır kayıplar verdiren nahiye müdürü Zeynelzade Mustafa Efendi de 12.Fırkaya iltihak etmeden önce topladığı milislerle düşmana Kığı’nın Seter cephesinde bulunan birliklere iaşe temininde büyük yararlılıklar göstermiştir.Onun bu başarısından dolayı 12.Fırka Komutanı Mürsel Paşa aşağıdaki vesikayı göndermiştir.
Kığı eşrafından Ekrek Nahiyesi Müdürü Zeynelzade Mustafa Efendi’nin fırkaya iltihakından evvel topladığı milisler ile tuli müddet düşmana karşı koyduğı işitilmiş ve kığı mıntıkasında Seter cephesinde bulunduğum 1 seneyi mütecaviz zaman zarfında askerin iaşesinin temini için arkacı kuvvetlerinin teşkili ve erzak tedarik ve lıtaata itası hususunda pek çok muavenette bulunduğu gibi düşman tarafından Hınıs, Mamahatun, Erzincan ve Erzurum’a kadar gönderilen casuslarımıza kılavuzlar tedarik etmiş ve bizzat kendisi tarafından casuslar göndermiş olmakla beraber öteden beri düşmanla teşriki mesai eden Şıhhasanlı Aşiretinden Beko Ağayı tarafımıza celp edilmesi için Fırkaya pek çok yardımı görülmüş ve bu hususta hiçbir fedakarlıktan geri kalmayarak mezkur aşiret reisini getirmek üzere kışın mumileyhi Nazmiye ye kadar getirerek kolorduya göndermeye muvaffak olmuş ve bu vesile ile de Şıhhasanlı Aşiretinden bir milis alayı teşkil edilmiştir.Mumaileyhin şayanı takdir bu gibi hidamatından başka 600 mevcudunda bir milis taburu teşkil ve ibrazı asarı himmet ederek yine Kığı cephesinde vatana olan borcunu emsal ferağı arasında fevkalade ettiğine mübeyyin vesikadır.20.Kasım.333
Yukarıda örnek olarak verdiğim iki belge gibi birçok belge ve takdirnameler aşiretlere gönderilmiştir.
1917 Ekim devrimi ile Çarlık yıkılmış ve Ruslar savaştan çekilerek Doğu Anadolu bölgesinden çekilmişlerdir.
Vatan savunmasında şehit olanların anısına Kığı Çanakçı Köyünde Mürsel Paşa Abidesi, Karlıova Azizan Köyünde Azizan Abidesi Şeref Meydanında Şeref Meydanı Abidesi dikilmiştir.
FİZİKİ DURUM
Bingöl şehir merkezi ovada kurulmuştur. Deniz seviyesine göre yüksekli
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|